Sevgili gezi severler, maceraperestler ve çok gezen bilir diyenler, hepinize kucak dolusu ve esenlik dolu selamlar, muhabbetler.Şunu itiraf etmeliyim ki, uzun süredir şahsıma ait bir sayfa açma düşüncem vardı, fakat "bugüne kısmetmiş" klişe söz öbeği realite dolu.
Hasılı kelam, artık burada macera dolu gezilerimi sizlerle paylaşma imkanım olacak. Yaptığım bir çok gezi var elbette; gerek yurt içi, gerek de yurt dışı. Bence her gezimde başka zevkler, farklı yerler, yeni bilgiler ve en önemlisi de tecrübeler kazandım... Bu sayfamdan sizlerle paylaşacağım o kadar çok şey var ki, ama sabırlı olun. Tecrübelerimi, gördüklerimi hepsini anlatacağım...
Nasıl ki okumak hayatımın vazgeçilmezi, yazmak ve gezmek de öyle!
***
Neden GEZİLİR? Neden GEZEN BİLİR?
En önemli bahanem(!)den bahsedeyim öncelikle.Gezmek insanın ruhunda olan bir his, kalbinin dehlizlerinde kimine göre. Seyahat edin, sıhhat bulursunuz derler ya, gerçekten de insan sıhhat buluyor, huzurlu oluyor ve kalbi ferahlıyor.
“Dünya bir kitaptır, gezmeyenler sadece bir sayfasını okur” dediğinde Augustine ne kadar da haklıymış. Koskoca bir kitabın bir sayfasını okumak ve öylece kalmak mı? Maymun iştahlı olanlar ve meraklı gözlere sahip olanlar eminim bir sayfayla sınırlı kalmazlar.Kitap okurken gözlerinizle kitabın sayfalarında "gezi"nirsiniz, ama bence bu gezi yetersiz kalıyor. Bir yazarın düşüncelerini okumak mı, yoksa gezerek kendi düşüncelerinizi yazmak mı? sorusuna cevabım "b" şıkkı olduğu için gezen bilir diyorum.
Üstad Cemil Meriç ; "her yüzyılda yalnızca bir kaç kişi düşünür , geri kalanlar sadece düşünülenler üzerine düşünmeye çalışır..." demişti. Ben kendim düşünmek istiyorum, başkalarının düşündüklerini düşünmek istemiyorum. Gezmek de böyle bir şey işte; birinci dereceden bilgiye sahip olmaktır. İşte bunu seviyorum ben!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder