21 Temmuz 2013 Pazar

ACEM DİYARI 1

Ortadoğu'yu gezmek bir hayalimdi. Mevsimlerden bahar, aylardan mayıs ve dünya haritasından bakınıyorum öylece, kanın ve zulmün bitmediği Ortadoğu'ya. Hem maliyeti düşük olacak gezinin ve hem de gideceğimiz ülke tarih ve medeniyet kokacak. Irak, Suriye ve Filistin'i günümüz şartlarında gidemeyiz diye eledik. Aklımıza yatan Mısır ve İran var. İran’ın ucuz olduğunu, Tahran’daki bir öğrenci arkadaşın bize yardımcı olacağını ve hatta çok ucuza uçak biletlerini alabileceği bilgisine ulaşıyoruz. Karar verdik Rota Acem Diyarı!



İstanbul'dan Tahran'a 2500 km karayolu mesafesi var. Otobüsle 45 saat sürüyormuş ve otobüs bileti 35 dolar civarında.
İstanbul'dan Tahran'a her gün otobüs kalkıyor.

Haziran’ın başında seyahatimiz başlayacak. Uçak biletlerimizi Tahran’daki arkadaş almış ve hakikaten çok da ucuz. İstanbul Sabiha Gökçen’den Tahran İmam Humeyni Havaalanına aktarmasız gideceğiz ve bilet 70 USD($). Yerli firmalarımıza nazaran ucuz bir bilet ve uçak firmasının adı da Aseman Airlines…

havaalanındayız


Check-in işlemleri esnasında tanıştığımız Xuşeng(huşeng)
Biletler elimizde ve daha bir haftamız var seyahatimize. 3 kişiyiz ve gelmek isteyenlere ilanımızı da yapıyorduk. Bu tür gezilere herkes gelmek ister, ama herkes karar verip gelemez. Seyyahlık çılgınlıktır, deliliktir kimi zaman. Hiç bilmediğiniz bir dili konuşan bir coğrafyaya gidiyorsunuz. Ayrıca herhangi bir turizm şirketinden bağımsız şekilde gezeceksiniz. Bunlar zor işler, ama heyecanlı…

Uçağımız hazır, biz de hazırız :)
Şimdi sıra İran hakkında bilgi toplamak; nereleri gezebiliriz, ne kadar maliyetli olur, rotamız nasıl olacak, hangi eyalette ne var ve daha birçok soruya cevap aramaya çalıştık. İran’ı daha önce gezenlerin deneyimlerini, günlüklerini, notlarını okuduk internet sitelerinde ve forumlarda. Gezenlerin tavsiyelerini, düştükleri hataları, kaldıkları oteli, gezdikleri mekânları hepsini not ettik ajandamıza...

Uçakta Farsça dergilere bakıyorum, okumaya çalışıyorum. Resimlere bakmak en iyisi :)
hatıra niyetine dergiyi alıyorum 

Yuvarlak masa toplantılarına bayılırım ve son olarak 3 kişiyiz, son toplantıları yapıyoruz. “Rotamız nasıl olacak?” sorunsalını çözüme kavuşturacağız. Planlanan rotamız şöyle:
Tahran ---isfahan---şiraz---tahran---istanbul





10 günlük bir gezi planlıyoruz, ona göre sırt çantamızı hazırlıyoruz. Elbiseler, çamaşırlar, fotoğraf makinesi, cep telefonu, hafıza kartları, şarz aletleri ve birkaç tane de bisküvi… Cep telefonunuz akıllı telefonsa kesinlikle yanınızda götürün, hem fotoğraf çekersiniz, hem wifi’den internete girer, viber, tango gibi programlar yardımıyla ailenizle internet üzerinden ücretsiz konuşursunuz, mesajlaşırsınız.


aseman airlines'in muhteşem menüsü


Son kontrolleri yapıyoruz ve Sabiha Gökçen Havaalanına ilerliyoruz. Yurt dışı harç pullarımızı önceden alıyoruz ve check-in işlemleri için kuyrukta bekliyoruz. Tüm yolcular İranlı ve bir tek Türkiyeli olan biziz sanırım.


 Check-in kuyruğunda hemen muhabbete koyuluyoruz. Genç bir İranlı ile İngilizce konuşmaya çalışıyorum. Gencin adı Arash ve yanında 40’lı yaşlarda Xuşeng(Huşeng) adında mizahi yüze sahip bir adam var. İstanbul’a gezmeye gelmişler. Arash, kardeşi Kiarash ve babası Huseyin ve dostları Xuşeng. Türkiye’yi sevmişler, İstiklal Caddesini, Boğazı, denizi, camileri ve daha birçok şeyi… Biz de İran’ı soruyoruz onlara, tabii ki övgüyle bahsediyorlar.


Türk lirası daha değerli iran riyaline göre.
 Onların da paradan sıfır atma  projeleri var, ama 4 sıfır 


Yanımda 5000 iran riyali getirmiştim, bir arkadaştan almıştım yıllar önce. Arash’a gösterdim bu parayla ne yapılır, ne gelir diye? Arash ve Xuşeng gülmeye başladılar, sadece bir şişe su ya da sakız alırsın diye, kahkahayı bastık hep beraber.

500 toman, bir çay içebilirsiniz. hemen hemen 25 krş'a denk geliyor.


 İran piyasasını, parasını bilmiyoruz. Sadece internetten edindiğimiz bilgiye göre hayatın ucuz olduğu bilgisi…


20 bin riyal yani 2 bin toman... 1 türk lirasına bedel...
 paraların arkasında İngilizce yazması işimizi kolaylaştırıyor. İran'a gelirken yanınızda amerikan doları getirin, tl geçmez hiçbir yerde : )

Türkiye’de nasıl ki biz kendimizden büyüklere abi(aslında ağabey) diyorsak, İranlılar da ağa diyorlar. Xuşeng ağa, huseyin ağa diyoruz artık. Neyse; Xuşeng’le gayet samimi olunca, bizden bir ricası oldu. Kendi bavullarının fazla olduğunu ve birkaç bavulu alır mısınız dedi. Bizim de sırt çantalarımızdan başka bir şeyimiz yok, hemen kabul ettik ve check in işlemlerimizi de tamamladık.


tebrizli mesud ile uçakta tanıştık


Uçağımızı gördük ve hayran kaldım. Daha önce böylesine büyük bir uçakla seyahat etmemiştim. Business class bölümünden geçtik, bir sonraki sınıf koltukları da geçtik ve sonra bizim koltukları bulduk : )
uçağımız büyük, ama eski



Uçakta arka koltuğumuzda oturan biriyle muhabbete başlıyoruz. Adı Mesud, Tebrizli çok iyi Türkçe konuşuyor. İstanbul’a gezmeye gelmiş, öve öve bitiremiyor Türkiye’yi. O sıralarda Taksim’de Gezi Parkı olayları devam ediyordu. Bundan rahatsız olmuş, fakat böyle bir protesto bizim ülkemizde olmaz diyordu. İki kelimesinden biri “azadlık” yani özgürlük var Türkiye’de… Mesud Türk dizilerine hayran, Muhteşem Yüzyıl’dan Hürrem’den bahsediyor bize. Türkçesini de o dizilerden ilerletmiş. Mesud eğer Tebriz’e gelirseniz, sizi misafir ederim diyor. Ne kadar iyiymiş bu İranlılar diyoruz sık sık…



Modern bir havaalanı, tahran imam humeyni havaalanı

Tahran imam humeyni hava alanındayız
Ve Aseman Airlines yemek servisi başlıyor. Menü çok zengin ve ne kadar diye soruyorum hostese, ücretsiz diyor… Türkiye’de bu hizmeti ücretsiz ya da ucuza henüz almış değiliz. Yemek menüsü de çok zengin ve ardından çay-kahve servisi başlıyor. Kesinlikle son derece memnun kaldık Aseman Airlines şirketinden…

kiarash çok komik gülümsüyor
Uçak saat 22.30 gibi havalandı İstanbul’dan ve 2 saat sürdü Tahran’a varmamız. Tahran’a iner inmez saatlerimizi 2 saat ileri almamız söylendi ve saat 02.30 oldu.
Bayanlar üstünü başını düzeltiyor, örtüsünü atıyor başına, İran’a ayak bastık ne de olsa.
Uçağın kapısından inerken tam karşımda devasa bir uçak ve fotoğrafını çekiyorum cep telefonumdan. Havaalanından bir görevli beni gördü ve yanıma geldi. Farsça bir şeyler söyledi, şaşırdım ve adam “delete” dedi. Çektiğim fotoğrafı silmemi istedi. Daha ilk dakikalarda fırçayı yedik, hemen sildim fotoğrafı : )


Mesud ile vedalaşıyoruz,tebriz'e gidersek buluşacağız diye sözleştik


Pasaport işlemlerimizi yapıyoruz. İran’a vize uygulaması yok. Çok rahat bir şekilde işlemlerimiz son buluyor. Geceyi mescitte geçirip, sabah Tahran merkeze geçmeyi ve arkadaşımız Majeed ile buluşmayı planlıyoruz. Sabiha Gökçen Havaalanında tanıştığımız Huseyin ağa, bizi evine davet ediyor, eğer gidecek bir yeriniz yoksa diye ve ekliyor: “Biz Farslılar misafir ağırlamaktan çok hoşlanırız ve evimiz müsait”
Kısa bir istişareden sonra kabul ediyoruz ve otoparktaki arabalarına biniyoruz.
cümbür cemaat :)

arash

 Gece Tahran’ı seyrediyoruz, sürekli sağımıza solumuza bakınıyoruz. Kalacağımız eve varıyoruz, en ufak bir tereddüdümüz yok. Bir ailenin yanında kalmak güven verici, Huseyin Ağa bizlerle çok iyi ilgileniyor, gecenin dördünde çay demliyor, İstanbul’dan getirdiği hediyelik lokumları, şekerlemeleri bize ikram ediyor. Bu misafirperverliği Türkiye’de insanlar yakın akrabalarına yapmaz.





Evde wifi var ve hemen facebook’a girmek istiyoruz. İran’da facebook engellenmiş, hatta twitter, youtube ve daha birçok site. Şaşkın ve üzgünüz! Rahat bir yatakta uykumuzu iyice alıyoruz, çok iyi bir kahvaltı yapıyoruz Huseyin Ağanın evinde. Ayrılık vakti geliyor Huseyin Ağadan, Kiarash’tan.



ayrılıyoruz, huseyin ağanın evinden




 
hatıra fotoğrafımız




Arash bizi, İran riyali alacağımız döviz bürolarının olduğu yere, yani Firdevsi Meydanı’na götürüyor. Dolarları riyale çeviriyoruz. İranlılar paralarına toman(aslında tümen) diyorlar. Toman, riyalden bir sıfır atılmış para birimi, resmiyette yok yani. Örneğin 100.000 riyal, 10.000 toman demek. Çok hızlı bir şekilde İran para piyasasını öğreniyoruz ve paraları tanıyoruz. En büyük banknot para da 50.000 toman.


tablolar halıdan yapılma, pahalı biraz


hesap makinesinden bize dolar hesabı yapıyor, ilk zamanlar çok karışık geliyordu bize, ama çok çabuk kavradık

dergi standı

Firdevsi meydanına doğru

küçük bir avm'ye uğruyoruz meydanı firdevside
Firdevsi meydanında biraz geziyoruz ve Arash bizi nargile içmeye götürüyor. Farahzad denilen bir yere gidiyoruz. Dut ağaçlarının kuşattığı ve nargilecilerin öbekleştiği Farahzad'da sütlü nargilemizi, "ahmad tea" ile içiyoruz. Ahmad te çok güzel ve porselen bardakta içince daha da güzel. İlk defa sütlü nargile içtik, teşekkürler Arash : )
farahzad'da dut yiyoruz

çay da güzel, nargile de
işte sütlü nargilemiz, farahzad 
şekerlere dikkat


ofisler, iş hanları çok renkli

arash ile hatıra fotoğrafımız 
Majeed ile irtibata geçiyoruz, bizi Azadi Meydanında bekliyor, yola koyuluyoruz. Etrafımıza bakınıyoruz sürekli. El Burz dağlarının bir kısmı ilişiyor gözümüze, hafiften kar var el burzun sırtında… Arabanın radyosundan yerel bir kanala açmasını söylüyoruz Arash’a, burun kıvırıyor hemen. Ebru Gündeş’in Aşk Yoluna şarkısını açıyor ve daha sonra yabancı pop…


tahran caddelerinde seyir halindeyiz
ve azadi meydanındayız


1 yorum:

Unknown dedi ki...

Sayın Abilerim
İranı Gezi İçin Tercih Ettiğiniz İçin Teşekkürler ...