27 Temmuz 2013 Cumartesi

ACEM DİYARI 2-TAHRAN

Çoğu ülkede vardır özgürlük anıtı veya meydanı. Azerbaycan’da Azadlık, Mısır’da Tahrir, Ukrayna’da Maidan Nezalezhnosti ve İran’da da Azadi olarak karşımıza çıkıyor özgürlük meydanı. Hep destanlar yazılır ,tarihin akışı değişir bu meydanlarda…

azadi anıtı ters Y harfini andırıyor
 

Fransa’da sürgündeki Humeyni 1979 yılında ülkesine dönerken, Azadi Meydanı’nda bembeyaz kefenlere bürünmüş bir milyon kişi Humeyni’yi karşılamış. Tahran’ın sembolü haline gelmiş bu meydan Ortadoğu’nun en büyük meydanlarından ayrıca… Bol bol fotoğraf çektiriyoruz.






 Arash’dan ayrıldık ve artık Majeed ile beraberiz. Arash ile bir gün bile sürmedi birlikteliğimiz, fakat insan içten ve samimi olunca arkadaşlık baki kalıyor, hüzünleniyoruz bu ayrılığa…

Azadi meydanında rota toplantımız, sağdaki Majeed


Azadi meydanında yere oturmuş, elimde not defterim ve kalemim planlar, güzergahlar çiziyoruz. Günün planını Majeed’in yardımıyla hızlıca yapıyoruz. Bu arada Majeed’in anne ve babası Kuzeyli, kendisi Tahran doğumlu. Türkçesi gayet iyi ve Türkiye’ye iki kere gelmiş. Neyse zamanla tanıyacağız arkadaşımız Majeed’i : )
İlk durak Milad Kulesi…



Milad Kule'de krep dükkanı

Milad Kulesinin girişi

Taksiye bineceğiz, Majeed sıkı bir pazarlık içinde taksiciyle. Ne de olsa taksimetre denilen cihazı kullanmıyor İranlı taksiciler. Majeed bizi tembihliyor, taksicilerle pazarlık yapmalısınız diye.




kuleye asansörle çıkmak bile korkutucu

Milad Kulesi nam-ı diğer Borc-e Milad, çok ama çok modern. Toplamda 435 metre, asansörle kuleye çıkıyorsunuz. Tahran ayaklarınızın altında adeta, başınız dönüyor azıcık aşağı baktığınızda.





Tahran’ın çok iyi tasarlanmış bir şehir olduğuna bizzat şahit oluyoruz.

Sihirli aynalar : )



Tahran ayaklarınızın altında
Kule’de yok yok, alış veriş merkezi, restorantlar, park ve en önemlisi ücretsiz internet. İran’da bu kadar yaygın olacağını sanmazdım wifi ‘nin. Türkiye telefon hattımız İran’da aktif olmadığından çok işimize yarıyor wifi. Biz de viber, tango gibi programlardan Türkiye’deki ailemizi, arkadaşlarımızı arama imkanı bulduk.

Yükseklik sıralamasına göre dizilmiş kuleler, 6.sırada milad tower

Tel örgüler de olsa korkuyorsunuz yine de : )
Kuleyi gezmek yorgun düşürdü
Bir sanat sergisi
Milad Kule’den ayrılıp, Humeyni’nin evine ve konuşmalarını yaptığı yere gideceğiz. Her iki yanı koca ağaçlarla kaplı 15 km uzunluğundaki Vel-i Asr caddesinden geçiyoruz, huzur ve serinlik veriyor insana bu cadde.


ilginç figürler


Havuz ve fıskiyeler muazzam... suyun havada dağılmadan ilerlemesi çok güzel bir enstantane 

Hüseyniye-i Cameran ‘a yakın bir yerde yürüyoruz ve sokakta fotoğraf çekiyoruz. Az ilerimizde askeri bölge varmış, meğerse farkında olmadan objektiflerimize uzaktan da olsa girmiş askerler.


Bir komutan(sanırım) yanımıza yaklaşıyor ve bir iki tane fotoğrafı silmemizi istiyor. Hemen siliyoruz tabii ki. Alıştık artık bu duruma : )











Hüseyniye-i Cameran'ın girişi


Hüseyniye-i Cameran’a varan sokakta askeri noktadan ve kontrolden geçiş yapıyoruz. Hiçbir sıkıntı çekmeden Hüseyniye-i Cameran’ın olduğu sokakta yürüyoruz.

Şiî Müslümanlar, secdeyi mühür denen basılmış bir toprak parçasının üstünde ifa ederler. Bu toprak çoğu zaman Irak’ın Kerbelâ kentinden getiriliyor.



Sokaklar siyah bayraklarla kaplı, nedeni ise Humeyni’nin geçtiğimiz gün yani 4 Haziran’da vefat yıl dönümüymüş. Bir nevi yas var ülkede ve resmi tatil 4 Haziran günü.  5 Haziran günü de resmi tatilmiş; 15 Hordad ayaklanması ve imam Musa Kazım’ın vefat yıl dönümüymüş. 6-7 Haziran günleri de Perşembe ve Cuma günü olduğundan bu günler de tatil. Aynı Türkiye gibi dedik, bol bol tatil. 4 gün tatil olması hasebiyle Tahran caddelerindeki trafik yoğun değilmiş. Majeed, Cumartesi günü görün hele bu caddeleri diyor.
Humeyni'nin yaşadığı yer

Humeyni'ye ait özel eşyaların ve fotoğrafların sergilendiği yer
Hüseyniye-i Cameran’da Türkiye’den gelen üniversite öğretim görevlileriyle tanışıyorum, onlar da gezmeye gelmiş. Yabancı bir ülkede kendi ülkenin insanını görmek ve onlarla muhabbet etmek hakikaten güzel bir şey.
Bir bakkal Tahran sokaklarında

Hüseyniye-i Cameran’ın tam karşısında içilebilir su çeşmeleri var. Sanırım Farsça ab-ı xar diyorlar. İçme suyu çeşmeleri çok yaygın İran’da, şehrin birçok bölgesinde var.

Toplu taşıma araçlarını kullanmaya teşvik eden bir reklam panosu

Hüseyniye-i Cameran’dan ayrılıp Tajrish meydanına yemek yemeğe gideceğiz. Bu sefer taksiyi tercih etmiyoruz, halk otobüsüne biniyoruz. Otobüslerde kartlı sistem mevcut, bir kişinin vereceği ücret 200 toman yani 10 kuruş. Otobüslerin arka kısmı bayanlara ait, herkes öğrenmiş ve uyguluyor bu kuralı.

Bir şehrin pazarında nelerin satıldığını görmek, o şehir hakkında bilgi edinmektir aslında
Tajrish Meydanı çok kalabalık, iş portacılar, lokantalar ve kapalı çarşı esnafı, müşterisi doldurmuş meydanı.

Baharat ve kıyılmış maydonozun adım başı satılması bir hayli dikkatimi çekti.




coca cola İran'da bulunabiliyor, hem de çok.... Coca cola direkt üretimi burada yapamıyor,
yerli bir şirket lisanslı üretim yapıyor.

Pazarda ilerliyoruz, salaş bir lokanta buluyoruz ve kebap siparişi veriyoruz.
4 kişi kebap +kolayla birlikte 25.000 toman yani 12 tl civarı ücret ödüyoruz.
öğle yemeğimiz, ekmekler de lezzetli ve incecik
 

 nargile pek yaygın
yemeğini yedikten sonra çengel bulmaca çözmekle meşgul bir Tahranlı
türbe çok kalabalık

Tajrish meydanında bir cami var, sonradan öğreniyoruz buranın türbe olduğunu. İran’da türbeler birer camii aslında. Türkiye’deki türbeler gibi sadece kabirden ibaret değil. İsrail tarafından öldürülen iki nükleer bilim adamının türbesiymiş ve türbenin önünde insanlar hayır niyetine ikramda bulunuyorlar.
Mezara temas ederek dua ediyorlar. 


Bardakta ahududu...
Türkiye’de tanınan ve kitapları çokça okunan yazar Dr. Ali Şeriati Caddesi’nin tabelası gözümüze ilişiyor. Tajrish Meydanından metroya binip Ali Şeriati’nin konferanslar verdiği Hüseyniye- i İrşad’a geçeceğiz.




Metro da çok ucuz, 17 kuruş  her bir kişi için. Arkadaşımız Metro bölgesinde fotoğraf çekiyor ve görevliler görüyor bunu. 3 kez fotoğraf çekme konusunda görevlilerle yüz yüze geldik. Akıllandık ve bir daha hiç problem olmadı bu husus.

Dr. şeriati caddesi, tabelalarda  ingilizcenin de yer alması çok işimize yarıyor 
Gezimiz boyunca hiçbir polis bize kimlik ya da pasaport sormadı. Bu arada İran’da polisler koyu yeşil bir üniforma giyerken, askerler de rengârenk üniforma giyiyor. Askerlerin ve memurların sakal uzatması serbest ve askerlik 24 ay İran’da…
çarşı pazar kalabalık


Metro son derece modern ve rahat. Bayanların vagonları ayrı, “woman only” yazıyor bayanlara ayrılmış vagonlarda. Fakat esnek bu kural, bizim bindiğimiz vagonda bayanlar da vardı.
metroya doğru giderken
hüseyniye-i İrşad'ın önündeyiz
kütüphane

Hüseyniye- i İrşad’ı gezdikten sonra, Firdevsi Meydanına geliyoruz dolar bozmak için. Döviz bürosu gibi çalışan bir adamdan İran Riyali alıyoruz. Gündüz ve gece fiyatları değişiyormuş. Majeed burada bile sıkı pazarlık yapıyor. Anladık ki bu coğrafyada pazarlık her yerde mevcut ve şart.

trafik polisi kulubesi



sadaka taşı

Müşteri bekleyen bir taksici
Ve akşam oldu, gece yolculuk var
Tahran’ın Güney terminaline(terminal-i cenup)  gideceğiz ve gece 23.30 ‘a bilet rezervasyonumuzu yapmıştık. Bir sonraki durak: İSFAHAN

Hiç yorum yok: